“Bizi dünyada en kudretli ve ileri devlet olduğumuz geçmiş yüzyıllara kadar götüren bu incelemede belirtmeye çalıştık ki, Türkiye’miz, çoktan kalkınmış, sanayileşmiş bir ülke haline gelebilir ve çağdaş uygarlığın bugün ön saflarında yer alabilirdi. Böyle bir gelişmeyi emperyalizm engellemiştir. Emperyalizmin kol gezdiği bir ülkede, daha önce mümkün olan kapitalist kalkınma yolu tıkanmıştır. Emperyalizmin pençesinde gerçekleşen birtakım kapitalist gelişmeler, ülkenin kalkınmasına değil, daha çok sömürülmesine yaramıştır. Tarihimiz göstermiş ve ekonomi bilimi de doğrulamıştır ki, emperyalist hegemonyadan kurtulup bağımsız olarak kalkınma yolunu seçebilecek duruma gelmek, kalkınmanın ilk şartıdır. Ekonomik bağımsızlık bir duygusal istek değil, kalkınmanın gereğidir.”
Ülkenin yetiştirdiği en önemli aydınlardan biri olan Doğan Avcıoğlu, “Türkiye’nin Düzeni”nde, Osmanlı’nın son döneminden başlayarak, kapitalizmin gelişim dinamiklerini, sömürge tipi kapitalizmi, ülkenin geri kalmışlığının nedenlerini ele alır, çözüm önerilerini anlatır. Ülkenin dününe, bugününe ve yarına ışık tutan bir Avcıoğlu klasiğidir Türkiye’nin Düzeni. İlk baskısının üzerinden yarım yüzyıl geçmesine rağmen analizleri ve önerileri aşılamamıştır.
Bu ülkenin emperyalizmin kucağında büyümesi mümkün değildir. Kapitalizme yaslanarak gidebileceği yol da tıkanmıştır. Haliyle bağımsız bir kalkınma yolu tutturmasından başka kurtuluş yolu yoktur. Bağımsız ve tabii eşit ve özgür ülkenin yolu kalkınmadan geçer. Kalkınmanın yolu ise emperyalizmle ve kapitalizmle yolu ayırmaktan…
Türkiye’nin Düzeni, Türkiye’ye ışıklı-çağdaş bir yol tarifidir.
-Orhan Gökdemir-
Türkiye’nin Düzeni, Türkiye siyasal hayatının ve düşünce dünyasının en önemli ve en etkili eserlerinden biridir. İlk kez yayınlandığı 1968 dönemecinde satış rekorları kırmış, ödüller almış, dış basında hakkında yazılar yazılmış, banka memurelerinden üst rütbeli subaylara, üniversite öğrencilerinden bilim insanlarına, sağcı münevverlerden solcu teorisyenlere kadar geniş bir kesim tarafından okunmuş ve tartışılmıştır. Türkiye’nin Düzeni’nin hacminde ve ağırlığında hiçbir eser adından onun kadar söz ettirememiştir. Eser, yıllar boyunca hem Kemalist hem de sosyalist düşünce için başlıca referans noktalarından biri olmuştur. Sağcı ideologlar ise Türkiye üzerine yorumlarını Türkiye’nin Düzeni’ne karşıt bir biçimde ortaya koymuşlardır. Bir sosyal bilim çalışmasının etkileyici bir üslupla da yazılabileceğini, hacimli bir siyasal kitabın heyecanla da okunabileceğini gösteren eşsiz örneklerden biri olan Türkiye’nin Düzeni, bütün bu özellikleriyle on yıllara meydan okuyabilmiştir.
-Gökhan Atılgan-