“Hakikat ve adalet üstüne düşünürken anlama çabasına gözümüzün
önünde on yıllar boyu cereyan eden olayları resmî yalanların konforuna
sığınmadan sorgulamakla başlayabiliriz. Yaşananların hem ihlallerin
öznelerine hem de kolektif olarak hepimize, tüm topluma ne yaptığını,
geleceğimizi nasıl zehirlediğini görmeye çalışarak...”
Emel Ataktürk Sevimli - Hafıza Merkezi
Adaletin önündeki yapısal engellerden biri: cezasızlık kültürü. Suç
işleyenlerin, özellikle devlet görevlisi olduklarında korunup kollanması;
açılan, açılabilen davaların çeşitli engellemelerle veya zaman aşımına
uğraması sağlanarak boşa çıkarılması. Bu kitap, Türkiye’nin yakın
geçmişinden cezasızlık pratiğinin çarpıcı örneklerini göz önüne seriyor.
Ama aynı zamanda, cezasızlık kültürüyle mücadelenin örnekleri bunlar.
Hukukçular, insan hakları savunucuları, Hafıza Merkezi gibi cezasızlık
pratiğine karşı bellek çalışması yürüten kuruluşlar bu ağır adaletsizliğin
unutulmasına rıza göstermiyorlar.
Gökçer Tahincioğlu’nun derlediği Kayıp Adalet’te, Levent Pişkin, Lice
davasını; Murat Uyurkulak, Hrant Dink cinayeti davasını; Burcu Karakaş, 12
Eylül davasını; Karin Karakaşlı, Vartinis katliamı davasını; Gökçer Tahincioğlu,
2006 ilkbaharında Diyarbakır’da öldürülen çocukların davasını; Ali Duran
Topuz, Berkin Elvan davasını; Yıldırım Türker, Silopi’de yataklarında uyurken
öldürülen iki çocuğun davasını; Kemal Göktaş, JİTEM davalarını yazdı.