Alışveriş Sepetim

İTTİHAT VE TERAKKİ'NİN MÜSLÜMANLARI İSKAN POLİTİKASI 1913 1918

İttihat ve Terakki'nin Müslümanları İskan Politikası 1913 1918

9789754709117

Fuat Dündar

Haziran 02 - 284 Syf.

Etiket Fiyatı : 176.00 ₺

Stokta

Türkiye’nin nüfus yapısı, büyük oranda Osmanlı’nın son döneminden mirastır. Göç ve iskânın Anadolu’nun Türkleşmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmişlerimize bakmamız yeterli olur. Türkiye’nin etnik ve dinsel yapısının yeniden şekillenmesi, Milli.

Türkiye’nin nüfus yapısı, büyük oranda Osmanlı’nın son döneminden mirastır. Göç ve iskânın Anadolu’nun Türkleşmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmişlerimize bakmamız yeterli olur. Türkiye’nin etnik ve dinsel yapısının yeniden şekillenmesi, Milli Mücadele’den çok İttihat ve Terakki’nin tam iktidar olduğu yıllara (1913-1918) denk düşer. Fuat Dündar, İttihat ve Terakki’nin, Osmanlıcılıktan Türkçülüğe doğru geçirdiği ideolojik dönüşüm doğrultusunda bu yıllarda uyguladığı göç ve iskân politikalarını inceliyor. Anadolu’nun Müslümanlaştırılması ve Türkleştirilmesi için uygulanan bu politikaları, şifreli telgraflar gibi birincil kaynaklara başvurarak aydınlatıyor. Nüfusun üçte birinin yerleri değiştirilerek birbirine karıştırıldığı bu dönemin sosyo-ekonomik yapısını ve toplumsal ruh halini, anılar ve belgelerle ortaya koyuyor. Arap, Arnavut, Boşnak, Çingene, Çerkez, Gürcü, Kürt, Laz ve Türk etnik kökenli Müslüman halkların nasıl bir politika doğrultusunda iskân edildiği, İttihat ve Terakki’nin karşılaştığı muhacir ve mülteci sorunlarını hangi yollarla çözmeye çalıştığı, bu kitabın iki temel mevzuu.
Tarih çalışmalarında büyük oranda ihmal edilen göç ve iskân politikaları, hem Cumhuriyet’e devreden Türkçü devlet zihniyetini hem de bugünkü etnik-dinsel karışımı kavramak açısından son derece önemli. Fuat Dündar, bu çalışmanın devamı olan Modern Türkiye’nin Şifresi: İttihat ve Terakki’nin Etnisite Mühendisliği (1913-1918) kitabında gayrimüslimlerin sevk ve iskânlarını ele alarak tartışmayı daha geniş bir çerçeveye oturtuyor. Dündar’ın birbirini tamamlayan iki çalışması, “uluslaşma” sürecinin en önemli bileşenlerinden birini, yani nüfusun homojenleştirilmesini tüm yönleriyle ortaya koymuş oluyor.