Sabitâlem Mahallesi, birbirine paralel konumlanmış, her biri
kaydırağa benzeyen altı sokak ve bu sokakların her iki yanına
dizilmiş yeşil, kireç, tuğla, sidik sarısı, pembe ve sıklıkla da sıva rengi
gecekondulardan müteşekkil bir mahalle olup, nüfusunu Allah’tan
gayrı bilen yoktur. Yamaç yönündeki gökdelenin tepe katlarından
bakıldığında, sokaklarında bir aşağı bir yukarı koşturup duran
küçüklü büyüklü çocuklarıyla mahalle, yazlık yörelerdeki “her şey
dahil” otellerin su parklarına benzer.
Çöplüğün ortasında ilahe gibi açan çiçek, mahalleliyi şaşkına çeviriyor.
“Anadolu Kaplanı”, çocuklarına hiddetle soruyor: Siz işçi çocuğu
musunuz yoksa patron çocuğu musunuz? Fiskobirlik’ten emekli
kadınla sosyal medya bağımlısı genç adam arasında absürt şeyler
yaşanıyor. Siyahlı beyazlı tekir kedi, küçük bir anafora kapılmış
gibi kendi etrafında dönüyor. Taşralı delikanlı, “PLASURE EROTİK
ŞHOP”tan ağlayarak kaçıyor. Kahraman Şirketler Topluluğu’nu
böcekler istila ediyor...
Eyüp Aygün Tayşir, çok sevilen romanları 4 Hane 1 Teslim ve
Tuhaflıklar Fabrikası’ndan sonra ilk kez bir öykü kitabıyla karşımıza
çıkıyor. Kendine özgü efsunlu üslubuyla, neşe ve hüznü harmanlayan
hikâyeler anlatıyor.