”Sesi bu alacalı karmaşayı orta yerinden yarıp geçiyor. Saatler
susuyor. Hafifliyorum. Kafamın içinde sıralamaya çalışıp durduğum
her şey gevşiyor, düğümleri çözülmüş gibi sarkmaya başlıyor.
Guguklu saatler, pilli saatler, kurmalı saatler duruyor. Ben
duruyorum…”
Belalı gemilerde ateşle tek vücut olan mürettebat, paranoyak zihinler,
rüyaların derinliklerinden sökülüp çıkarılan ılık ılık atan yürekler, post
mortem fotoğraflar ve zamana yenilen aşklar, hasta ruhlu yazarlar,
buz tutan kimsesiz nehirler, basit öğle yemeklerinde konuşulan
gizemli ölümler, dev soyundan gelen nahif insanlar…
Durmuş Saatler Dükkânı, zaman mefhumuyla meselesi olan,
bitmek bilmeyen döngülerden şikâyetçi, üzerine sis çökmüş büyülü
öykülerden oluşuyor.
Gamze Güller, tekinsizliğine rağmen karanlığın karşı konulmaz
cazibesini, sade ve etkileyici bir üslupla anlatıyor.